Giardano Bruno’nun
yakılması için istiflenen odunların arasına bilerek yaş odun ve ıslak çalı
çırpı karıştıran bir emir kulu olmak isterdim. Zira tek başıma engizisyonun
hükmünü değiştiremezdim, ancak elimden gelen küçük baltalama eylemleri ile
kaçınılmaz sonu geciktirebilir, o son ile alay edebilirdim. Bir türlü tutuşmayan
yakacak Bruno’ya bir çeyrek saat kazandırırdı. Doğal olarak da uğruna
yargılandığı bilimin ışığı o on beş dakika boyunca kendisini aydınlatır ve
evreni çözümlemeye devam ederdi.
1789 yılında, Bastille Kalesinde Bernard de Launay’ın komutasındaki bir muhafız olmayı dilerdim. Kapıya dayanmış öfkeli halka silah doğrultmaz, bilakis onları içeriye açılan gizli geçitlere yöneltir; böylece ihtilalin gerçekleşmesini kolaylaştırırdım. Bunun sonucu olarak da yaptığım yardımı bilmeyen sankülot güruhu tarafından linç edilirdim.
1789 yılında, Bastille Kalesinde Bernard de Launay’ın komutasındaki bir muhafız olmayı dilerdim. Kapıya dayanmış öfkeli halka silah doğrultmaz, bilakis onları içeriye açılan gizli geçitlere yöneltir; böylece ihtilalin gerçekleşmesini kolaylaştırırdım. Bunun sonucu olarak da yaptığım yardımı bilmeyen sankülot güruhu tarafından linç edilirdim.
Barut Komplosunda kilit isimlerden biri -saf niyetlerle işin içine karışmış, monarşiyi alaşağı etmek isteyen idealist bir subay- olurdum. En nihayetinde yağlı urgan tek seçeneğimi oluştururdu.
Velhâsıl Attila İlhan’ın dizeleriyle anlatmak gerekirse: ‘’istenmeyen adam hemen her devirde/ hemen her devirde ateşten bir buluttum/ binlerce umuttan belki bir umuttum’’
Hâlâ, içimizdeki burjuvaların dışımızdaki burjuvalara şövalyece kılıç çekeceği ve onları düelloya davet edeceği o soylu günü bekliyorum. O güne öykünüyorum. Seni, onun gözünde moderniteden nasibini almış bir insan olarak bırakmayacağım. Benim için bir saltanat ailesinin soyundan gelmişçesine yüce olan seni, tahtına geri oturtacağım. Üstte yazdığım ve tasavvur ettiğim üzere ateşli bir ihtilalci olan ben, içimdeki tüm duygular cumhuriyetini feshetmeye hazırım. Gelişinle yükselecek monarşi, gelişinle meşruiyet kazanacak tiranlık, gelişinle asılacak her devrimci.
Gece vakti vuku bulan tüm ayaklanmalara ve
düzen karşıtı hareketlere selam olsun. Bir jakobenin giyotine yürürken
fısıldadığı türkü gibi özel kal, güzel kal; hoşça kal.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder